2010 Anayasa revizyonu

2010 ANAYASA REVİZYONU SÜRECİ: BİRKAÇ ÇELİŞKİ

-----------------------

1) “Milli egemenlik” vurgusunu benimseyen AKP’nin lideri, TV programlarında “Ben milletimin ferasetine güveniyorum” deyip, mutlaka “evet” çıkacağını iddia ediyor(du). Madem ki öyle, neden toptan oylama yerine gruplandırarak oylamaya cesaret edilemedi? Yoksa AKP, aslında halka güven(e)medi mi?

2) AKP'nin daha büyük çelişkisi ise, "yeni" bir anayasa konusundaki söylemine karşın, kapsamlı bir paket hazırlamasıdır. Bu girişim, "madem yenisi yapılacak, şu halde neden 2010 paketi ortaya kondu" sorusunu haklı kılmaktadır. Daha basit deyişle, "madem yeni bina yapacaktınız, neden onca harcama yapıp, zaman yitirerek, eski köhne binayı restore ettiniz" argümanı da tutarlıdır. Öte yandan, gelinen noktada "türev kurucu referandum" aracılığı ile 12 Eylül'ün 30. yıldönümünde kabul edildiği kesinleşen anayasa revizyonunun, 1982 Anayasası'nın kökleşmesine ve içerik açısından meşruiyetini artırmasına katkı sağlayacağını da not etmek gerek. Bu ise, zaten çok fazla umut taşımadığım "yeni anayasa" ateşini bir süre daha küllendireceğe benzer.

3) CHP’nin çelişkisi: süreçteki adımları açısından aslına kendi içinde tutarlı olmasına karşın, başlangıç-sonuç bağlamında düşünülünce, oluşan çelişkidir: 1) Henüz ortada teklif yokken dahi, Uzlaşma Komisyonu’na üye vermedi (“Kapağını bile açmayız” söylemi). 2) Meclis’te oylamaya katılmadı 3) AYM’ye gitti 4) "Hayır” çağrısı yapıyor. Özetle, kendisi Meclis’te pasif kalmayı tercih eden CHP, yurttaştan da sandıktan uzak kalmasını neden isteyemedi? Anamuhalefet partisinin Meclis'teki eylemsizlik tavrına, lideri'nin -istemeyerek de olsa boykotçu durumuna düşerek- devam etmiş olması da, en hafif deyimle ironiktir. Neredeyse ilçe ilçe gezerek "bir oyunuzu dahi heba etmeyin" çağrısı yapan şahsın, 4 ay boyunca anlamakta güçlük çektiğim (zaman bulamama / unutkanlık / ciddiyetsizlik vb. olasılıklar) nedenlerle bizzat kendisinin oy kullan(a)maması, Türkiye siyasal tarihindeki en ilginç vakalardan biri olsa gerek.

4) BDP, haklı olarak % 10 barajının kaldırılması taraftarı (Hatta bana göre tamamen sıfırlanmalı). Ama şimdi bölge sakinlerini boykota zorluyor. PKK gerçeği, bölgedeki etkisi ve güvenlik açığı dikkate alınınca, “serbest oy” ilkesi ile çelişir mi? Barajın sonucu: bir kısım oyun hukuken değer kazanmaması (2002’de % 45,6, Rusya’da 1995’te % 49, vb.). Boykota zorlamanın etkisi de benzerlik gösterir: bir kısım oyun hukuken değer kazanmasına engel olmakla sonuçlanacak. Üstelik, boykota zorlayan partinin, G.Doğu’daki sandık kurullarına 3-4’er görevli yerleştirmesi de, boykot çağrısını içtenlikten uzaklaştırıyor mu?

5) CHP yönetiminin bir başka çelişkisi, paketin içeriğine yönelik tutarsızlık: en başta, üstelik AYM denetimi öncesindeki sakıncalar da var olduğu dönemde, “2 md. hariç, tümüne evet diyelim, pazarlık yapalım” dendi. Demek ki, geriye kalanlarda problem görmedi, göremedi, ya da dikkatinden kaçtı! Sonrasında, "pakette olumlu hiçbir şey yok" dendi. Hatta referandum öncesi son haftada, "dokunulmazlık masaya yatırılsaydı, pakete onay verirdik" söylemi işlendi. Tüm bunlar, birer çelişki olarak değerlendirilebilir mi?

6) TBMM’de paket görüşülürken, BDP-CHP-MHP bloku önergelerle değişiklik talep etti, sayısal olarak başaramadı. Ama bir başka olanakları daha vardı, halen de var. Nedir bu? Alternatif değişiklik paketi hazırlayıp, TBMM Başkanlığı’na sunmak. Üzerinde hassasiyet gösterdiklerini iddia ettikleri yasama dokunulmazlığını seyreltmek ve barajı örneğin Anayasa'da % 5’e sabitleyici teklifler vermek. Gereken sayı 184. Peki 3 partinin toplam üye sayısı nedir? 215. Şu halde, 184 < 215 olduğuna göre, neden cesaret edilemedi? Oysa ki, AKP’yi köşeye sıkıştırabilirdi. Bu da bir samimiyet eksikliği mi?

7) MHPden hiç söz etmedim. Çünkü söz konusu partinin hiçbir aşamada ne yapmak istediğini çözebilmiş değilim.

SONUÇ: Uzlaşma eksikliğinde en büyük rol, hiç kuşkusuz AKP’nin; ancak, diğerlerinin de ciddi derecede payı söz konusu. Buna karşın, paket oylama yönteminin tercihinde sorumluluk, AKP çoğunluğunu yansıtan TBMM'ye ait....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder